“Troy Kıymetli Madenler olarak 2024’te Türkiye’deki bilgi birikimimizi tecrübemizi uluslararası globalde de sürdüreceğiz diyen Troy Kıymetli Madenler Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Çelik, “Global de büyümeye yönelik bize gelen birçok işbirliğini ve teklifleri değerlendirmek istiyoruz, Türkiye’nin ise artan potansiyeli ile önemli bir altın üssü olacak” diyor.
Ülkemizdeki yastık altı altın stokunun 3-5 bin ton arasında ve piyasa değerinin ise 200-300 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Şüphesiz altın Türkiye ekonomisi için çok önemli. Özellikle 2020’de dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye’yi de etkileyen pandemi sebebiyle de yastık altında kalan altının ekonomiye canlılık getireceği açık. İşte bu sebeple altını yastık altından çıkaracak olan özellikle altının fiziki olarak sermaye piyasaların- da ve finans piyasalarında işlem görmesi ve değerlendirilebilmesi gibi uygulamalara yönelik kanuni düzenlemeler ile kıymetli madenlerle ilgili ekonomi politikaları büyük önem taşıyor. Hukuki olarak çeşitli düzenlemeler yapılsa da hukuki altyapının iyileştirilmesi tek başına yetersiz kalacak görünüyor. Bunun yanında uygulamalara yönelik doğru ekonomi politikalarının da dizaynı gerekiyor.
İşte tam da bu konuda çalışmalarıyla dikkat çeken Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş, adına, Troy Kıymetli Madenler Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Çelik ile Fortune için bir araya geldik. Genel olarak gündemi değerlendirdik ve Troy’un kıymetli maden ticaretinde Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş, raporundan da Fortune’a özel bazı detayları öğrendik. Her yılın başında düzenli olarak açıklanan “Kıymetli Madenler Beklentileri” raporu, dünya ekonomisi, merkez bankalarının para politikaları, endüstriyel arz-talep durumu, jeopolitik riskler, küresel piyasalardaki gelişmeler ve bunların kıymetli madenlere olası etkilerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.
2013 yılında Borsa İstanbul’a entegre ilk online altın ve kıymetli maden alım-satım platformu olan Goldtakas’ı kuran Troy Kıymetli Madenler, bugün Hong Kong’dan Dubai, Zurih, Newyork, Mumbai ve Londra’ya kadar dünyanın dört bir yanından piyasa oyuncuları, maden şirketleri, rafineriler, kuyumcular, bireysel ve kurumsal yatırımcıları Goldtakas platformu aracılığı ile Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasasında bir araya getiriyor ve işlem yapılmasını sağlıyor. Hüseyin Çelik; “Kurduğumuz Goldtakas platformu aracılığı ile entegre olduğumuz Borsa İstanbul’un Kıymetli Madenler piyasasını dün- yanın her hangi bir bölge- sinden olan bireysel yada kurumsal müşterilerimize ulaşılabilir olmasını sağladık. Önümüzdeki dönemde ise global bir oyuncu olmayı hedefliyoruz” diyor. Çelik, İstanbul Altın Borsası’nı bir nevi Goldtakas platformu aracılığı ile halka indirdik- lerine de dikkat çekiyor ve devam ediyor: “İster 1 gram ister 100 kilo altının, ziynet , meskük ve has altının veya her türlü gümüşün rahatlıkla alınıp satılabileceği bir teknolojik sistem ve imkan yarattık. Özellikle Troy’un yıllar içinde çalıştığı dünyanın çok farklı noktalarından altın alıcı ve satıcılarıyla, ülkemizin en ücra köşesindeki bir kişinin veya kuyumcunun Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasasında, Goldtakas üzerinden buluşturulmasının sağlanması altın ticaretine derinlik ve kolaylık kazandıracak” diyor. Hüseyin Çelik, çalışmaların derinlik kazanması için, “Fiziki kıymetli madenlerin fiziki piyasalardan finansal piyasalara, finansal piyasalardan fiziki piyasalara geçişi kolaylaştıracak özel sistemler kurulabilir” önerisini de dile getirerek şunları söylüyor: “Sürekliliği olacak olan bu sistemle yastık altı altının ekonomiye kazandırılması ve finansal sisteme geçişi hem kolaylaştırılabilir hem de hızlanabilir. Vatandaşın güveninin tam oluşabilmesi için istediği zaman altınını fiziki olarak teslim alabileceği, teslim edebileceği ve finansal sistemde aynen değerlendirebileceği bir sisteme ihtiyaç var. Altın ve kıymetli madenler uzmanlık gerektirdiği için bankaların ayar tespiti ve fiziki kontrolü yapması yerine bu sistemle kıymetli madenler konusunda uzman Borsa Üyesi Kıymetli Maden Aracı Kurumları ile daha etkin bir model oluşturulabilir.”
‘İstanbul, merkez olmalı’ Türkiye mücevherat sektörü; 5 binden fazla fabrika/ atölye ve 35.000’den fazla kuyumcusu ile Hindistan, Çin, ABD ve Rusya’nın olduğu dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alırken 250 bin kişiyi de istihdam ediyor. Mücevherat üretiminde Hindistan’dan sonra ikinci olan Türkiye, ihracatçı ülkeler arasında ise 9’uncu. 2000 yılına kadar madenden altın çıkarılmadığı Türkiye’de bugün yıllık 30 ton altın çıkarılırken, sektörün yılda 500 ton altını ve 400 ton gümüşü işleyerek mücevherata veya yatırım ürünlerine dönüştürme kapasitesi var. Bu şekilde son dönemde İstanbul’da kurulan şirket sayısı 100’ü aşarken Çelik, Türkiye’nin ‘altın üssü ve finans merkezi’ olması için halen düzenlemelere ihtiyaç olduğunu işaret ediyor ve ekliyor: “Bugün dünyada en önemli merkezlerden biri olan İsviçre’de maden üretimi yok ancak, söz sahibi” diyen Çelik, “Yine bu merkezlerden biri olan Londra’da günlük altın piyasasının işlem hacmi 10 milyar doların üzerine çıktı. Bizden en temel farkları, sektörün farklı alanların- da uzmanlaşmış, büyük şirketler yaratmış ve global oyuncu olmalarını desteklemişlerdir” diyor.
Türk altın piyasasındaki son durumu ise şöyle özetli- yor: “İstanbul; Londra, New York, Zurih, Dubai, Arezzo, Hindistan ve Hong Kong’un sahip olduğu özelliklerin tamamına sahip tek pazar. Altın odaklı çalışabilen bir bankacılık sistemiz, fiziki işlem yapılabilen bir borsamız, dünyada kabul gören altın rafinerilerimiz, ayar evlerimiz var.” Troy olarak Goldtakas platformumuzdaki tüm datalarımızı bulut teknolojisiyle bir bütünlük içinde saklamaktayız. Globalde büyüme stratejilerimizi haya ta geçirmeye başladık. Sadece Türkiye’de kalmak istemiyoruz. 2024 için ön- görümüz Türkiye’deki bilgi birikimimizi, tecrübemizi uluslararası globalde de perçinlemek istiyoruz. Global de büyümeye yönelik bize gelen bir çok işbirliğini ve teklifleri değerlendirmek ve kıymetli madenler alanında global bir marka ve oyuncu olmak istiyoruz.’’
TROY KIYMETLİ MADEN TİCARET A.Ş “KIYMETLİ MADENLER 2024 YILI BEKLENTİLERİ” RAPORU
Kıymetli maden ticaretinde Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş, raporlarıyla da sektörüne ışık tutuyor. Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş’ nin her yılın başında düzenli olarak açıkladığı “Kıymetli Madenler Beklentileri” raporu, dünya ekonomisi, merkez bankalarının para politikaları, endüstriyel arz-talep durumu, jeopolitik riskler, küresel piyasalardaki gelişmeler ve bunların kıymetli madenlere olası etkilerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Kıymetli madenlere ilişkin fiyat beklentilerinin de yer alması nedeniyle yatırımcılar tarafından merakla beklenen “Kıymetli Madenler 2024 Yılı Beklentileri” raporuna göre, küresel piyasalar açısından 2024, merkez bankalarının faiz politikaları ve jeopolitik risklerin öne çıkacağı bir yıl olacak.
2023 yılı değerlendirmesi “Kıymetli Madenler 2024 Yılı Beklentileri” raporuna göre, 2023 yılına FED ’in faiz artışları ve Jeopolitik riskler damga vurdu. Yatırımcıların, yıl boyunca maksimum istihdam ve uzun vadede yüzde 2 enflasyon hedefi olan FED ’in izlediği “sıkı para politikasının ne kadar süreceği” ve “faizlerin nereye kadar yükseltileceği” gibi sorulara cevap aradıklarının belirtildiği raporda, “Ukrayna-Rusya savaşının sürmesi , Afrika’da yaşanan darbeler ve yılın son çeyreğinde başlayan İsrail- Filistin savaşı ile artan Jeopolitik riskler, fiyatlamaları ve hesapları bozdu. Savaşın uzun süreceği ve yayılabileceği endişeleriyle birlikte emtia ve enerji alanında yaşanabilecek arz sıkıntılarının fiyatları yukarı yönde tetikleyeceği, merkez bankalarının ise sıkı para politikalarını daha uzun bir zamana yayacağı beklentileri, yatırımcı tarafında güvenli liman arayışlarını da etkiledi” değerlendirmesine yer verildi. Kıymetli madenlerden altın, bir yandan faiz artışlarının aşağı yönlü, diğer yandan jeopolitik risklerin yukarı yönlü baskıları arasında kalırken, Euro/dolar paritesi gibi daha dar bir bantta hareket etti. Yatırımcıların güvenli liman arayışlarının tam desteğini alamayan altın, İsrail- Filistin savaşının patlak verdiği tarihe kadar test ettiği 2000 dolar/ons üstü çıkışlarında faiz baskısı nedeniyle tutunamadı ve 1800-2000 dolar/ons bandına geri döndü. 2023’ün son çeyreğinde başlayan İsrail-Filistin savaşı ile FED ’in faiz artırımlarına ara vermesi ve 2024 yılında faiz indirimlerine gideceği beklen- tileri, yatırımcıları alım yönünde etkiledi. Özellikle jeopolitik endişelerin daha da arttığı ve faiz baskısının düştüğü bu çeyrekte kıymetli madenlerde de yukarı yönlü trend belirginleşmeye başladı. 4 Aralık sabahı “Uzak Doğu'dan gelen ani alımlar ile altın 2145 dolar/ons ile yeni bir tarihi zirve yaptı ancak; beklenen alım desteğinin gelmemesi, aynı gün içinde altını 2030 dolar/ons seviyelerine çekti. Altın; aralık ayının son haftasına kadar da 2000 dolar/ons üstündeki seviyesini korumaya çalıştı.
Son çeyrekte yatırımcıların artan ilgisiyle yükselen altın, 2023 yılını yaklaşık yüzde 13,40, gümüş ise yüzde 2,43 artışla kapattı. Platin Grubu kıymetli madenler yatırımcıları ise 2023 yılında hayal kırıklığı yaşadı. Küresel büyümenin yavaşlamasıyla yaşanan talep kaybı ve paladyum da savaşın tetiklediği balon fiyat ve otomotiv sektöründe elektrikli arabalara olan talep, hızlı değer kaybına neden oldu. 2023 yılında platin yüzde 8,52, paladyum ise yüzde 30,98 oranında değer kaybetti.
2024 yılı beklentileri
2024 yılının ilk çeyreğinde ABD merkez Bankası FED ve diğer merkez bankalarının, artan jeopolitik risklerin yaratabileceği enflasyonist baskıları göz ardı edemeyeceklerini bu nedenle de faiz artışına gitmeyeceklerini ancak; tedbirli bir politika izleyeceklerini bekliyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde ise yeniden gevşek para politikalarının uygulamaya sokularak, faizleri düşürme tarafındaki ilk adımların atılacağını öngörüyoruz. Bu anlamda yılın ikinci yarısında, büyüme odaklı planların devreye girmesiyle iki veya daha fazla faiz indirimi bekliyoruz. Hem gevşek para politikaları, hem de Ukrayna-Rusya, İsrail-Filistin savaşının uzaması ve yayılma endişesinin artırdığı jeopolitik risklerin ikili desteğini arkasına alan kıymetli madenlerin yatırımcıları çekeceğini
ve boğa piyasasına gireceğini söyleyebiliriz.
Faiz indirimleri ve jeopolitik riskler “Altın'a ilgiyi artıracak
2024 yılında merkez bankalarının yapacağı faiz indirimleri ile finansal getiri tarafında, artan jeopolitik risklerle güvenli liman tarafında yatırımcıların, tercihlerini “Altın'dan yana koyacakları bir yıl olacak. FED ’in izlemesi muhtemel gevşek para politikaları, doların diğer paralar karşısında daha zayıf, altının ise bundan nemalanarak daha güçlü bir duruş sergileyeceğini bekliyoruz. Bu beklentiye paralel altının, 2024 yılı kapanış fiyatının 2190 dolar/ons civarında olacağını tahmin ediyoruz.
Gümüş’ün yıldızı parlayacak
2021-2023 döneminde hayal kırıklığına uğrayan gümüş yatırımcıları, 2024 yılında kayıplarını kazanca dönüştürecekler. Faiz indirimlerinin yanı sıra altına göre ucuz kalması ve elektrikli oto- mobil talebindeki artış, fiyatları yukarı yönde destekleyecektir. Gümüşün ons bazında 2024 yılı kapanış fiyatının 36 dolar civarında olacağını tahmin ediyoruz.
Platin grubu metallerinde toparlanma yılı
2023 yılını kayıplarla kapatan platin grubu kıymetli madenler açısından 2024, toparlanma yılı olacak. Faiz indirimlerinin yanı sıra sağlık sektöründen gelecek talepler platin fiyatlarını yukarı yönde destekleyecektir. Geçmişte daha yüksek fiyatların olmasının, 2024 yılında platine olan talebin güçlenmesinde etkili olacağını düşünüyoruz. Platinin ons bazında 2024 yılsonu kapanış fiyatının 1230 dolar seviyesinde olacağını tahmin ediyoruz. Paladyum, en büyük üretici konumundaki Rusya’nın Ukrayna ile savaşı, tedarik tarafında zorluklara neden olacağı beklentisi fiyatları yukarı yönde, elektrikli otomobil üretimindeki artış nedeniyle azalan talep, fiyatları aşağı yönde etkileyecektir. Bu durum paladyumu, spekülatif fiyat hare- ketlerine maruz bırakabilir. Ancak fiyatlardaki köpüğün büyük bir kısmının atılmış olmasının daha yüksek fiyatlar için alan açtığını da göz önünde bulundurarak 2024 yılı sonu itibariyle paladyum kapanış fiyatının 1600 dolar/ons dan gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Kıymetli madenlere ilişkin fiyat beklentilerinin de yer alması nedeniyle yatırımcılar tarafından merakla beklenen “Kıymetli Madenler 2024 Yılı Beklentileri” raporuna göre, küresel piyasalar açısından 2024, merkez bankalarının faiz politikaları ve jeopolitik risklerin öne çıkacağı bir yıl olacak.